Tam, keyifle gülümseyen bir yüz olarak karşınıza çıkabileceğimiz bir sayı hazırlamaya çalışıyorduk ki, yine olumsuzluklar dörtbir yandan çevreledi bizi… Hilafetçilerin yaratmak istediği afet; Anıtkabir-29 Ekim katliam projesi, İBDA-C'nin ``pek yakında vatandaşı olacağınız" tanımlamasıyla duyurduğu ``Başyücelik Devleti" projesinin ana hatları ve son olarak Apo'nun Roma'yı simgeleyen Kurt'un memelerine yapışan üçüncü bebek olarak ortaya çıkışı… Sonuncusu hepsini gölgede bıraktı hiç kuşkusuz.

Her eylemleriyle terörden başka yaşam biçimi, varolma durumu bilmediklerini gösteren bu örgüt ve kişiler, bildiğimiz yaşama alışkanlıklarımız karşısında tehditkâr varlıklarını ``yağmasa da gürleyerek" sergiliyorlar yine…

Ve biz, Yer6'da, birazcık hamaset kokan yazılar çıktı diye eleştiri alıyoruz… Olup biteni fazlaca ciddiye mi alıyoruz acaba? Yoksa bir anlaşılma sorunu mu var? Kimisi militarist bir kimliğe büründüğümüzü, kimisi ise Yer6'da kafatasçılık yapıldığını söylüyor… İçerikteki ince karşı çıkışlar, sanki o görüşlerin savunucularıymışız gibi algılanıyor olsa gerek. Kafatasçılık yapan asıl kişilere yönelik yazılar, özellikle Sufi'nin kaleminden damlayanlar, bilin ki ``kan" değil. Yalnızca, bilinen gerçek diye yutturulan, ``doğru" olarak kabul ettirilmiş, çıkarlara yönelik yatırımların ardındaki Karaman Koyunu'nun tarifleri…

Bilirsiniz; felsefe dünyasında Caynacılar'a atfedilen bir yaklaşım vardır: Bir grup kör, bir fille karşılaşır. Her biri filin değişik bölgelerini tutarak onu tanımlamaya çalışır. Birisi; bacağına dokunur ve büyük bir ağaç der, diğeri; hortumuna dokunur,  itfaiye hortumu der, öbürü; kulağını tutup, yelpaze diye tanımlar, öteki; kuyruğunu yakalayıp fırça olduğunu savlar… Oysa fil 'bütün'dür. Bütünün tüm parçaları elden geçmeden onun gerçek varlığı hakkında ``doğru"ya yakın bir tanımlama yapılamaz. İşte bu bütünün, gözlerden gizlenmeye çalışılan yanı Yer6'nın içeriği… Caynacı gibi, size sunulan ile yetinmeyin…