F.Devrimi'nde Kadınlar
Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git

Fransız Devrimi'nde Kadınlar

Kalem: Kuhle Vampe

``Eğer kadınların savaşmaya yetenekleri varsa, devleti yönetmeye de var."

Clarie Lacombe (1793)

``Büyük Fransız Devrimi'nin harikulade özelliklerinden biri de bu devrimde kadınların oynadığı rol oldu. Onlar silahlı halkın arasında sokaklara, politikaya daldılar. Kulüplerin başına geçtiler, kendi salonlarını kurdular, edebiyat ve güzel konuşma yetenekleriyle, tarih ve felsefi bilgileriyle sivrildiler. Demokratik hareketin katılımcısı kadınlar kendi demokratik sloganlarını da geliştirdiler: Politik eşitlik, kadınlar için de politik haklar demektir. Bu prensiplerin erkekler tarafından tanınmasını talep etmek gerekiyordu. Feminist hareket hızla varlıklı burjuva ve küçük burjuva sınıfının kadınlarını sardı. Yalnız Paris'te değil, kırsal alanlarda da kadın örgütlenmeleri yaygınlaştı."

Fransız Devrimi'nde Kadınlar kitabındaki Clarie Lacombe dosyası bu paragrafla başlıyor. Kadınlar Fransız Devrimi'ne direkt olarak katılmışlar, ``Amazon Taburları" kurarak düşmanlarıyla ön saflarda dövüşmüşlerdi. Cumhuriyet'in kurulmasında büyük katkıları olan kadınlar şimdi erkeklerden politik haklar talep ediyorlardı. Sınıf çatışmalarının keskinleştiği ve şiddetlendiği bir dönemde ortaya çıkan bu talepler, erkekler açısından, kendi cinslerinin üstün olmasından çok daha farklı anlamlar taşıyordu. Asıl olan iktidarı hangi sınıfın yöneteceğiydi.

Bu kitapta kitlelere önderlik ederek devrim sürecine doğrudan müdahale etmiş kadınlar olduğu gibi, bilinçli olarak arka planda kalıp, erkekleri ``kalpleri" aracılığıyla yönetmiş kadınlar da var. Örneğin İçişleri Bakanı olan uysal kocasını ve Buzot'yu yöneterek Ulusal Meclis kararlarında etkili olan Manon Roland şöyle diyordu: ``Barışla yönetiniz… Biz (kadınlar) sadece sizin kalbinizde hüküm sürmek istiyoruz."

Fakat Manon Roland Cumhuriyete gerçekten inanan, iyi eğitim görmüş, zeki ve entelektüel bir kadındı ve bir an olsun dostlarına ihanet etmedi. Dostlarını Cumhuriyete karşı komplo hazırlamakla, kendisini de onlarla işbirliği yapmakla suçladıklarında şu cevabı verecekti: ``Ben kimin dürüst ve mert bir yurttaş, kimin vatanına sadık yüce gönüllü bir insan olduğunu kendi gözlerimle görüyorum. Eğer onlar yanlış bir yola sapmışlarsa, bunu içten bir inançla yapmışlardır fakat alçalmamışlardır, benim gözümde onlar talihsiz fakat suçlu değildir."

Rönem Jironden hareketi tasfiye dönemiydi ve Manon Roland da bu dönemden kafasını sağ olarak kurtaramayacaktı. Ancak ölüme giderken dahi açık ve parlak bilincini kaybetmemişti: ``Devrim esnasında yasaların ve adaletin sık sık unutulduğunu biliyorum, burada bulunmam bunun kanıtı. Davama, büyük bir hareket sonucu gelişen ateşli nefret hakim… Özgürlük… Ama darağacına yapışan kendi kanıyla sarhoş olmak için pislik ve fesatlığa batmış insanlara değil. Gerçeğe bağlı, gerçek dostlarını anlayan, dalkavuklardan nefret eden, adil bir yönetime sahip, hümanizmi seven bilge haklar için özgürlük; şimdilik böyle bir hakkınız olmayacak, yurttaşlarım hakkında, özgürlük hakkında boşu boşuna konuşacaksınız. Sırası geldiği zaman her birinizin kurban gideceği tek bir avantaja sahip olacaksınız; ekmek istediğinizde size cesetler verecekler, sonunda köle olacaksınız."

Fransız Devrimi'nde ön plana çıkmış 9 kadının anlatıldığı kitap, yalnızca bu kadınların değil, kargaşa ve çalkantılarla dolu olan bir dönemin de geniş portresini çiziyor. Her bir kadın aynı zamanda bir bütünün de 9 parçasını oluşturmuş. Tek tek kadınlar okunmaya başlandığında, gitgide tüm tarihsel süreç 9 farklı bakış açısından izleniyor ve kitap bittiğinde 1789-1794 döneminin tüm tarihsel olguları, okuyucunun kafasında tek bir bütün haline geliyor ve dönem tüm canlılığıyla belleklere yerleşiyor.

Tarihle ilgilenenlere tavsiye edilir.

Fransız Devrimi'nde Kadınlar

Yazan:Galina Serebyakova

Çeviren:Ahmet Açan

Evrensel Basın Yayın - 202 sayfa.

Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git