Büyük Final
Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git

Büyük Final

Kalem: Toranaga

Kasım`ın üçüncü haftası içinde takvimler 17'yi gösteriyordu. 33 yılda sadece 1-yazı ile bir- kere olan ``başımıza taş yağma" olayı ``meteor yağmuru" adı altında gerçekleşti.

Önce biraz bilgi:

Aslan Burcu takımyıldızlarından kaynaklanan `Tuttle Tapınağı' diye isimlendirdiğimiz kuyruklu yıldız her 33 yılda bir fakirhanemizi şereflendirerek ve Mollalarımızı için için güldürerek bir ziyaretini daha tamamladı. Aslan Burcu'ndan dolayı bu meteor yağmuruna `Leonid' adı veriliyor.

Göktaşı yağmuru çeşitli boyutlarda milyonlarca parçacıktan oluşuyor. Bu parçacıkların kimisi bir kum taneciği boyutunda. Ama bu kum tanecikleri sesten 226 kat daha hızlı hareket ettiklerinden bir mermi kadar etkili oluyorlar.

Bu meteor yağmurundan dünya çevresinde dönüp duran yüzlerce askeri veya sivil uydunun zarar görmemesi için pekçoğunun yeri değiştirildi. Hubble Teleskobu'nun mercekleri zarar görmesin diye meteor yağmurunun aksi tarafına döndürüldü. Zaten çoğu meteorit atmosferde yandığı için yere ulaşamadı. Fransa, MIR uzay istasyonuna, meteor parçaları yakalayabilmesi için bir `göktaşı kapanı' kurdu. Bir saatte 2000 yıldızkayması izlendi. Leonid rekoru, saatte 150.000 yıldızkayması ile 1966 yılında gerçekleşmişti.

Sonuç, 500 kadar uyduda minik-tefek hasar, `göktaşı kapanı' ile yakalanan birkaç taş, dünyadan olayı izlemeye çalışan 3 meraklının kayıtlı ölümü ve müthiş hüsran…

Hüsran?

Evet, bütün gazeteler Leonid'in ardından böyle yazdı. Beklenenin ötesinde bu meteor yağmuru çok `sönük' geçmişti. İnsanlara tatmin olacakları bir görsel şölen yaratamamıştı.

Ne bekliyorduk ki?

Başımıza koca koca göktaşlarının yağmasını mı? Şehirlerin yerle bir olmasını, dünyanın ateş yalazları içinde kıvranmasını mı? Yeniden Pompei'yi yaşamayı mı? Velikovsky'nin ``Çarpışan Dünyalar"ını?..

Ya da Hiroşima'yı?..

Yazarlarımızdan Mir'in de kalem bastığı gibi, 2000'e bir kala kıyamet söylemleri sardı etrafımızı. Bu duygu sarmalı içinde dünya hayatının sonu kabul edilen kıyametin bile Hollywood sinemasının filmatik seyir anlayışına uygun görsellikte olmasını; bu felaket görüntülerinin ``şanımıza uygun" dehşette olmasını bekliyoruz her milenyumda.

Bir kıyamet seviciliğidir başladı. Acaba kaçınılmaz olduğuna inanılan büyük final gelip çattığında koltuklarımıza oturup bira ile patlamış mısır yiyerek kendi sonumuzu mu seyredeceğiz?

Ya da kalplerimiz dehşetten titrerken ``n'olur bir dakikacık daha" diye mi yalvaracağız.

Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git