Germenler
Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git

 

Yozgatlı Almanlar Germencikli Germenlere Karşı

Kalem: Sufi

Bundan önceki yazımda, Almanların atalarını arama bahanesiyle Yozgat'a geldiklerinden ve valinin de Almanların iddialarını inandırıcı bulduğundan söz etmiştim. Almanların ataları olduğu söylenen Galatların Kelt kökenli bir kavim olduğunu ve Anadolu'ya girdikten sonra Helenlerin onlara ``Galat" ismini taktığını aktarmıştım. Yer6'yı okuyan bazı arkadaşlardan (mahlasımdan beni tanıyanlar olmuş) yazımın sonunun birdenbire kesildiği konusunda şikayetler aldım. ``Sonuçta Galatlara ne olmuştu?" Gerçekten de bu konuyu çok açık yazmamış olduğumu farkettim. Evet. Galatlar Büyük  İskender İmparatorluğunun parçalanmasıyla ortaya çıkan Bitinya, Bergama, Selevkos ve Kapadokya Krallıkları tarafından önce pasivize edilmiş, sonra da sindirilmişti. Roma İmparatorluğu bu toprakları ele geçirmeden önce yukarıda saydığımız Krallıklarda, daha sonra da Roma ordularında paralı asker olarak çalıştılar ve zamanla bu devletlerin içerisinde yok olup gittiler.

Almanların gerçek ataları Germenlere gelince, bu kavimle birlikte içine, Alemanniler (Almanlar), Franklar, Gotlar, Vandallar ve Lombartlar gibi Germen soyundan kabileleri alan topluluklara ``Teuton Kabileleri" adı verilmektedir. Teutonların nereden geldikleri kesin olarak bilinmemektedir. Bazı batılı tarihçilere göre, Asya kökenli bir topluluktur Teutonlar. Şimdi burada açıklaması zor bir durum var. Hem Ari ırktan olacaksınız, hem Asya kökenli bir kavim olacaksınız hem de Ural-Altay dil grubuna dahil olmayacaksınız. Pers (İran) asıllı bir kavim deseler anlayacağım. Ama Asya kökenli ırkları sen ``Mongoloid" sınıfına sok, aşağılamak maksadı ile doğuştan zeka geriliği olan çocuklara mongol adını ver sonra, güya Asya steplerinden M.Ö. 1500 yıllarında çıkıp gelen Teutonları Hint-Avrupa sınıfına sok. Biraz karışık bir durum. Sanıyorum barbarlıklarıyla ün yapmış, dini törenlerinde insan kurban eden, aynı dönemde Anadolu ve Mezopotamya'da büyük uygarlıklar kurulmuş iken; kendileri avcılık ve toplayıcılıkla geçinen bu göçmen kavimleri beğenmedikleri için Asya kökenli yapıyorlar. Sonra da Kelt kökenli, üstelik Anadolu'ya göç ettikten sonra bu adı almış Galatları ataları olarak kabul ediyorlar. Daha sonra da utanmadan ``Avrupalıların kültür dünyasında görülmeleri Hititlerle başlar" diyebiliyorlar. Herşeyin en güzeli, en medenisi, en kültürlüsü onlara, beğenmediğini Asya'ya postala.

Teutonlar, milattan önce 1500 yıllarında Baltık denizi kıyılarında Meklemburg dolaylarına yerleşmişler... Uzun süre bu bölgede kaldıktan sonra nüfuslarının artması sonucu Avrupa içlerine doğru yayılmışlardır. Germen soyundan olan kavimleri göstermek için kullanılan ``Teutsch" ya da ``Deutsch" adı Teutonlardan gelmektedir.

Bugünkü Almanların dedeleri olan Germenlere ise Milattan önce 1000 yıllarında ilk olarak Kuzey Almanya ve İskandinavya toprakları üzerinde rastlıyoruz. Bulunan mezarlar, alet ve silahlar onların günlük hayatları hakkında bize az da olsa bilgi vermektedir. Germenler uygarlık açısından Keltlerden daha geriydiler. Uzun süre ``ilkellik" diye tanımlayabileceğimiz koşullar içinde yaşadılar. Yukarıda da belirtildiği gibi, göçebe bir kavimdiler ve avcılık-toplayıcılık yaparak yaşamaktaydılar. Savaşçı ve barbar bir millet olduklarından Keltler onlara ``Garm" (Savaş insanları) diyorlardı. Daha önceleri Almanya'nın güneybatısını da içine alan Galyada (Alp ve Pirene Dağları ile Ren ırmağı arasında kalan ve Belçika'ya kadar uzanan bölge) yaşayan Keltler doğudan gelen Germenlerin baskısıyla batıya ve güneye çekilmek zorunda kaldılar. Kendi aralarındaki çarpışmalar da hiç eksik olmazdı. Çünkü bu barbar kabileler birşeyi çalışarak elde etmektense, yağmalayarak ele geçirmeyi tercih ederlerdi. Kış için topladıkları erzaklar yeterli olmazsa, başka kabilelerden çalarlardı.

Dini inanışlarına gelince, gök tanrısı Woden ile silahı bir taş çekiçten ibaret olan gök gürültüsü tanrısı olan Thor'a taparlardı. Bunların dışında diğer Germen kabilelerinin hayat veren güneş, toprak ana, bereket veren gökyüzü tanrıları vardı. Kutsal törenlerinde sık sık insan kurban edilir, akan kan ise büyükçe bir bakır çanak içinde toplanırdı.

Avlanma, savaşma ve talandan arta kalan zamanlarında sık sık ziyafet verirler, daha o zamanlarda yapmasını öğrendikleri ``bira"dan bolca içerlerdi.

Tarihte ilk defa Germenlerden bahsedilmesi, Romalılarla temasları sonucu olmuştur. Bu temas, Teutonların İtalya yarımadasına doğru inmeleriyle gerçekleşti. M.Ö. 102 yılında Romalı general Marius'un bir Germen kabilesini yendiğini biliyoruz. Ayrıca, yeğeni Julius Caesar da  M.Ö. 56 yılında önce Galia'ya gitti, Galler'i yenerek, bugünkü Fransa, Belçika topraklarını Roma'ya kattı. Germania'ya  (Bugünkü Almanya) girdi. Daha sonra yapılan seferlerde de bir kaç küçük zafere rağmen bütün Almanya hiç bir zaman Roma İmparatorluğu'na katılamadı.

M.S. 3. yüzyıldan itibaren Germen kavimler yavaş yavaş göçebelikten ayrılmaya başladılar. Artık yerleşik düzene geçmişler, ufak köyler kurmuşlar, toprağa bağlanmışlardır. Bu değişiklik 3 ve 4.   yüzyılda daha da gelişti. Bu tarihte çeşitli Germen kabileleri krallıklar halini almıştı. Güçlü krallıklar daha zayıflarını boyundurukları altına aldılar. Germenler, Romalıların kuzeye yürüyüşlerini durdurmak için uzun süre mücadele ettiler. Romalılar zayıflamaya başlayınca Germen kabileleri sel gibi Roma üzerine akmaya başladılar. Germenleri bu saldırıya sevkeden başlıca neden, M.Ö. 375 yılında Asya'dan gelerek Avrupa'ya yayılmaya başlayan Hun istilasıydı. (Bu arada, Batılı tarihçilerin Hunları Asya kökenli oluşlarından dolayı ``Mongoloid ırklar" sınıfına soktuğunu belirtelim). Böylece Germenler, Roma İmparatorluğunun sınırlarına itiliyor ve böylece, tam 300 yıl sürecek olan büyük göçler başlıyordu. Bu göçler, eskiden hayvanlarını otlatacak yer arayan kabilelerin yaptıkları göçlerden apayrı bir özellik taşıyordu. Bu kez göç edenler, başlarında bir kral bulunan büyük kabilelerdi. Bu göç hareketleri sırasında Gotlar İspanya ve İtalya'ya, Vandallar Güney İspanya ve Kuzey Afrika'ya geçtiler. Lombartlar Po nehri havzasında Lombardiya'yı kurdular. Anglo Saksonlar ise, İngiltere'ye geçerek oraya Angleland (England) adını verdiler. Franklar da, Gal'e inerek Gallerle karışıp Franları oluşturdular.

Roma İmparatorluğunu işgal eden Germen kabileleri, Romalıların adet ve kültürlerini, hatta dillerini benimsediler, onlarla evlenip karıştılar. Ancak, Ren ve Elbe arasında kalan asıl Germen anayurdundaki Almanlar kendi dil ve adetlerini korudular. Roma İmparatorluğu çöktüğü sırada Almanya adı verilen memleketin kuruluş tarihi, görüldüğü üzere Germen kavimlerinin tarihinden başka bir şey değildir.

Batılı yazarlar ve tarihçilerin, belki de ağızlarından kaçırıp barbar diye bahsettikleri bu ilkel Germen kabileleri Avrupa'daki pek çok ulusun ve ülkenin tarihini oluşturmuştur. Türk tarihini beğenmeyip Anadolu'yu kendi toprakları olarak görüp bizi yok etmek isteyenler, kendi tarihlerini bize borçlu olduklarını ne çabuk unutuyorlar? Yakında Roma İmparatorluğu köklerinin Etrüsklere, Hellen uygarlığının ise Pelasglara bağlı olduğunu (ne kadar gizleseler de) itiraf etmek zorunda kalacaklardır.

 

Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git