Kız Helga
Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git

 

Kız Helga, Sen Yozgat'ın Neresindensin?

Kalem: Sufi

Geçenlerde, günlük gazetelerin birinde şu haberle karşılaştım: ``Bir süre önce 40 Alman akademisyen ve araştırmacı ekibiyle Yozgat'a gelerek Alman ırkının kökenlerini arayan St. Paul Akademisi Başkanı Prof. Dr. Paul İmhof'un, Galatların Almanların ataları olduğu yolundaki savı incelemeye alındı." Yozgat Valisinin konuyla ilgili açıklaması ise şöyle: ``Almanların Yozgatlı olduğu iddiası inandırıcı. İddiaların resmileştirilmesi için Bakanlıktan uzman talebinde bulundum."

Anlamadığım konulardan birincisi: Hangi Bakanlıktan? Eğer Kültür Bakanlığı'ndan ise bu bakanlıkta Yozgat ve Yozgatlılar ile ilgili uzman bir ekip mi var? Ve neden üniversitelerin tarih bölümlerinden uzman bilim adamı istenmiyor? İkincisi: Almanlara ne oldu da birdenbire Yozgatlı vatandaşlarımızla hemşehri olma ihtiyacı hissettiler?

Bu biraz, Sevr Anlaşmasına yol açan süreç içerisinde işgal kuvvetlerinin Türkiye'yi parçalama isteklerinin gerekçelerini hatırlattı bana. Bilindiği gibi; 1. Dünya Savaşından sonra Türk yurdunu istila etmek isteyen kuvvetler bazı tarihi nedenler öne sürerek hareket ettiler. Bir zamanlar Anadolu'nun batısında bir medeniyet kurmuş olan Yunanlara ``bu topraklar sizindir" diyerek, onları işgale davet edenler tarihi, emperyalist düşüncelerine alet etmek istediler. Günümüzde de bu karanlık emellerinin devam ettiği yönünde örneklere rastlıyoruz. Örneğin, yine geçtiğimiz günlerde asker emeklisi bir Yunan ajanı Doğu Karadeniz bölgesindeki illerimize giderek gençleri kandırmaya çalışmış; ``Bu topraklar Pontus Devletine aittir, siz de Pontuslusunuz, yani Yunan kökenlisiniz" gibi ipe sapa gelmez saçma iddialarda bulunmuştur. Gerçi 1.Dünya Savaşı sırasında Almanlar, bizi savaşın içine atmış böylece doğal müttefikimiz olmuştu, ama savaştan da en zararsız koşullarda çıkan mağlup devletlerden biriydi. Ayrıca Türklere ne kadar büyük sevgi (!) duyduklarını da bu günlerde gayet açık gösteriyorlar. Suriye'nin Hatay topraklarını isteyecek kadar bizi sevdiği gibi.

Bütün bunları belirttikten sonra ikinci sorumu tekrar ediyorum: ``Peki ne oldu da bizi hem Almanya'dan hem Avrupa'dan atmak isteyen ezeli ve şimdiki NATO müttefikimiz Almanya, ataları olduğunu iddia ettikleri Galatlar'ı hatırladılar da memleketleri Yozgat'a kadar geldiler?" Hem de ne gelmek! Prof. Dr. Paul İmhof başkanlığında 40 Alman akademisyen ve araştırmacı ekiyle...

Birden aklıma (sanıyorum 1989 yılıydı) çekim yapmak amacıyla Yozgat'ın kuzeyindeki Boğazköy'e gidişim geldi. Uçsuz bucaksız topraklarda yer alan bu Hitit başkentinde çekim yapmamız kapıdaki görevliler tarafından engellendi. ``Sebep?" diye sorduk. Efendim, bu alanı Almanlar kazıyormuş, bizim de Almanya Büyükelçilği'nden izin almamız gerekiyormuş. Türkiye toprakları üzerindeydik ve devletin resmi televizyon kuruluşu olarak oradaydık. Derhal kaymakama gittik. Durumu anlatarak çekim izni aldık.

Bir Alman Hititolog Albrecht Götze şöyle diyor: ``Avrupalı ulusların kültür dünyasında görünmeleri Hititlerde başlar."  Önce Hititler, sonra Galatlar. Peki bu hınzır Avrupalı  ne demek istiyor? Bence gayet açık: ``Anadolu, Ari (asil) ırktan gelen biz medeni Avrupalıların anavatanıdır. Siz barbar savaşçı Türkler 1071 tarihinde Anadolu'ya girerek anavatanımızı işgal ettiniz. Sizi önce Haçlı seferleriyle bu topraklardan çıkarmak istedik, beceremedik, sonra içten yıkmak istedik, başaramadık, başaramadığımız gibi daha da yayılmanıza engel olamadık. Nihayet kendi hatalarınızla zayıfladınız ve sizi 1.Dünya Savaşı ve Sevr Anlaşmasıyla tam bitirecekken Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde yeniden ve daha güçlü doğdunuz. Şimdi birde utanmadan kendinizi Avrupalı sayıyor ve Avrupa Birliği'ne girmek istiyorsunuz. Daha neler! Biz nasıl olsa atalarımızın yurdunu bir şekilde geri alacağız. Siz birbirinizi yemeye, her alanda, bize daha çok muhtaç olmaya devam ettikçe O GÜN'ün giderek yaklaştığını hissediyoruz."

Şimdi gelelim bilimsel gerçeklere:

Hititler Anadolu'ya MÖ. 2000 yıllarında doğudan Kafkasya üzerinden gelmişler, uzun bir süre Güney Doğu Anadolu'da kaldıktan sonra Orta Anadolu'daki yerlerini almaya başlamışlardır. Onlar Anadolu'ya geldiklerinde çok yüksek bir uygarlık düzeyine sahip yerli bir Anadolu kavmi olan Hattiler hüküm sürüyordu. Hititler, Hattileri egemenlikleri altına almış olmalarına rağmen dil, din ve mitoloji konularında büyük çapta Hattilerden etkilendiler. Hatti sözcüklerini yalnız eklerle Hititleştirmişlerdir. Hatti etkisi o denli büyük olmuştur ki, Hititler egemenlikleri altına aldıkları Anadolu'dan söz ederken bile ``Hatti Ülkesi" deyimini kullanmışlardır. Bizim asıl bahsedeceğimiz kavim Galatlar olduğundan bu konuya bir başka zaman dönmek üzere bir noktalı virgül koyuyoruz.

Galatlara gelince, bu isim Helenler ve Frigler gibi Avrupa'dan Anadolu'ya göçetmiş Keltler'e verilen addır. Bu Kelt boylarına Helenler, Galatai (Galates) adını vermişlerdir. Hint-Avrupa kavimlerinden biri olan Keltlerin ilk izlerine MÖ. 600 yıllarında Güney Fransa'da rastlamaktayız. Bu tarihten sonra Keltler bütün Avrupa'ya yayılmış ve bir bölümü Kuzey İtalya'da, diğer bölümü Alp ve Pirene Dağları ile Ren ırmağı arasında kalan ve Belçika'ya kadar uzanan bölgede oturmuşlardır. Keltler MÖ.IV yüzyılda iki kol halinde İngiltere'ye geldiler. Man Adası'na yerleşen Manxlar'ı içine alan grup ``Gaelce" (Gaelic), diğer grup da ``Britonca" adı verilen diyaleği konuşuyorlardı. Romalıların Keltler'e ``Galli" (tekil hali; Gallus) demeleri bu yüzdendir. Ayrıca Keltlerin yaşadıkları topraklara Galya ve Britanya deniliyordu. Bu bölge bugünkü Fransa, Belçika ve İngiltere'dir. İşte bu topraklarda oturan Keltler, kavimler göçü şeklinde kadın ve çocuklarıyla doğuya doğru ilerlediler. Bir taraftan Güney Almanya ve Alp Dağları geçitlerinden İtalya'ya girerek Alia Savaşında (MÖ. 387) Romalıları büyük bir yenilgiye uğrattılar. Diğer taraftan da güney yönünde ilerlemeye başlayarak Trakya'ya girdiler ve orada üç kola ayrıldılar. MÖ.280 yılında Balkan Yarımadası büyük bir istilaya uğradı. MÖ.278-277 yılında büyük Kelt kafileleri aileleriyle birlikte Çanakkale Boğazı üzerinden Anadolu'ya geçti. Bunlar Truva'daki Yunan kentleri arasında tutunamayınca, doğuya doğru hareket ettiler ve Bitinya ve Pontos gibi iki yerli devletin müttefikleri olarak kabul gördüler. Bir rivayete göre Anadolu'ya gelişleri Bitinya Kralı'nın kendisine yardımcı olması maksadıyla, Trakya'dan çağırmasıyla gerçekleşmiştir. Kendilerine Frigya'da toprak da verilmişti. Anadolu'nun ortasında, Sakarya ile Kızılırmak arasındaki bölgeye yerleştiler. Galatya adını alan bu bölgede Trokım, Tektosag ve Tolistoag adını taşıyan üç büyük kabile halinde ilkel köylerde yaşamaya başladılar. Burada yaptıkları baskınlar ve yasa tanımazlıklarıyla batıdaki devletlerin (Bitinya, Bergama ve Selevkos) huzurunu bozmayı sürdürdüler ve her an genişleme tehditleriyle bu bölgede genel bir panik yarattılar. Fakat hiçbir zaman tam teşkilatlı bir devlet oluşturamadılar. Daha sonraları Bergama Devleti komutanlarından 1.Evmenes ve halefi 1.Attalos (MÖ. 263-197) Galatlara ağır darbeler indirdi. Helenistik krallıklarda, sonraları da Roma ordularında ücretli asker olarak çalıştılar...

Almanların gerçek ataları ``barbar" Germenler. Ama bu başka bir yazının konusu.

 

Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git