Nereye Kadar?
Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git

Nereye Kadar Gizlenebilir?

Kalem: İngiliz Kemal

Yıl 1982… İngiltere Bradford'da keyifli ve heyecanlı bir çocukluk geçiriyordum.

O günlerden aklımda derin izler bırakan ve benim bugünkü değer yargılarımı belirleyen kişilerden biri dayım David'di. Kendisi kelimenin tam anlamıyla bir fanatikti. Ama pek çok İngiliz erkeğinin aksine futbol değil Star Trek (Uzay Yolu) hayranıydı. Nereden bu konulara ilgi duymaya başladığını bilemiyorum ama Uzay Yolu dizisinin hem onun hem de benim yaşam görüşümü etkilediği su götürmez bir gerçek.

Uslanmaz bir maket hastasıydı dayım. Evinde Uzay Yolu'nun yenilmez gemisi Atılgan'ın devasa maketi kuruluydu. Onlara her gittiğimde odasına koşar ve teleskopu ile Ay'ın sürekli gülümseyen yüzünü seyre dalardım. Fırsat buldukça bana Uzay Yolu dizisinin maket oyuncaklarını, boyama kitaplarını getirir, dizinin öykülerini anlatırdı. O yıllarda bu dizi bütün dünyada çok popülerdi. Dayımın ise, dizi hakkında ilginç düşünceleri vardı. Amerikan hükümeti ve FBI destekli olduğunu söylerdi hep. O'na göre hükümet, bazı yeni icatlara ve dünyadışı yaşam fikrine insanları alıştırmak, onlara mesajlar vermek ve bazı olaylar karşısındaki tepkilerini ölçmek için bu diziyi kullanıyordu. Gerçekten de bugün günlük yaşamımızdaki pekçok aletin prototipini Uzay Yolu dizisinde seyretmiştim. Kendinden açılıp-kapanan kapılar, mikrodalga fırın, cep telefonu, görüntülü iletişim, yürüyen yollar o gün hayretler içinde izlediğimiz fantezilerdi. Dayım, Bradford'ta bir markete takılan ilk otomatik kapının karşısında nasıl saatlerini geçirdiğini anlatmıştı. Bu çok uzak bir geçmiş değil…

O günlerde bütün bunlar bana masal gibi geliyordu.

Ama taa o zamandan beri dünyadışı farklı yaşam biçimlerinin var olması düşüncesi bana çok doğal geliyor. O tarihlerde evrende birçok akıllı yaşam biçimi olduğunu ama insanlığın ve dünya yaşamının bunların en gelişmişi olduğunu düşünüyordum.

Bugün yine evrendeki pekçok yaşam biçiminden birisi olduğumuza inanıyorum. Yani başka uygarlıklar ve yaşam biçimleri var ama biz o kadar da gelişmiş değiliz.

Sanırım onlar uzun zamandan beri içimizde yaşıyorlar ve ABD başta olmak üzere birçok devlet de, halklarını bu düşünceye ve yüksek teknolojiye yavaş yavaş alıştırıyorlar.

Hollywood'un dahi çocuğu Spielberg'in çektiği filmlere bir bakın. Sinema ve televizyon bu konu ile ilgili birsürü örnekle dolu.

Yıllar geçti ve geçiyor.. Sürekli olarak dünyadışı yaşamlar ve bunlarla ilişkilerimiz konusunda yeni yayınlar yapılıyor. Her geçen gün toplumlar ``dünyadışı uygarlıklar" konusunda bazıları henüz fantazya boyutunda olsa bile bilgilendiriliyor.

Bugüne değin pek çok kitap okudum, belgesel veya fantastik pek çok film seyrettim. Şimdi, uzaylılar düşüncesini çevremdeki birçok insandan daha kolay kabullenebildiğimi farkediyorum.

David Dayım sağolsun...

Yer6'ya ilk defa yazdığım ve bundan sonraki yazılarımda ``ne yumurtluyor bu adam" dememeniz için bu kısa geridönüşü yaptım.

Dayımın zamanındaki Uzay Yolu'nun ardından sonunda ülkemizde de yayınlanmaya başlanan X-Files dizisi ortaya çıktı. 5 yıl önce Amerika'da yayınlanmaya başlayan bu dizi Dayımın bana anlatıklarını bir üst basamağa taşıyor... FBI ajanı olan Scully ve Mulder bizlere dünyada meydana gelen esrarengiz olayları açıklamaya çalışıyorlar. Scully aslında bir kimyager ve Mulder'ın bu esrarengiz olaylara olan merakını engellemeye çalışıyor. FBI, Scully'yi, küçük bir çocukken kız kardeşinin uzaylılar tarafından kaçırılmasına tanık olan Mulder'ın yanına, düşüncelerinin mantıksızca olduğunu anlatması için vermiş. Ama Mulder'ın fikirlerini değiştireceğine, kendisi de yavaş yavaş bu olaylara inanmaya başlıyor. Uzaylılara ve doğaüstü güçlere inananları Mulder, inanmayanları da Scully temsil ediyor. Ayrıca Amerika'da basında yer alan esrarengiz olaylar da işleniyor. Dizinin tüm öğelerinin gerçeklere ve FBI'ın konu üzerindeki raporlarına dayandığını da ekleyelim.

Dizide, yaşanan konular üzerinde FBI'ın yaklaşımını da öğreniyorsunuz. Konuların örtbas edilişini, yalanlanışını ve inkar edildişini hayretle seyrediyorsunuz. Şu günlerde sinemalarımızda güsterilen uzun metrajlı versiyonunda da bu konular işleniyor.

X-Files (Gizli Dosyalar), Star Trek (Uzay Yolu), Armageddon, Coneheads (Koni Kafalar), Contact, Close Encounters (3 Tür ile Yakın İlişkiler) gibi film ve dizilerin belli bir oryantasyona hizmet ettiğine inanıyorum. FBI'ın 50'lerdeki Roswell olayı ve buna benzer gelişmelerin üstünü örtmek ve Hükümet'in de bu bilgileri yavaş yavaş insanlara sindirtmek gibi bir misyonları var.

Örnek mi? Men in Black (Kara Adamlar) filminde şu an kullandığımız teknolojilerin dış varlıklar tarafından bize verildiği, Coneheads'de insanlarla uzaylıların nasıl birarada yaşadığı anlatılıyor. Bütün bunlar gözle görülür örnekler.

Dün akşam televizyon izliyordum. (Olabilir herkesin başına gelir böyle şeyler!)

İnter-Star ekranlarından insanlara parmağını uzatıp ``Beeen Sadettin TEKSOY" diyen adamın programında iki haftadır " uzaylılarla görüştüğünü ve bilgiler aldığını iddia eden" İzmirli bir genç konu ediliyordu. İlk bölümde TEKSOY İzmir'de incelemelerde bulundu!!. İkinci bölümde ise bir Ufolog'a gittiler. Aslına bakarsanız işin üzücü tarafı, böyle ciddi ve önemli bir konunun sulusepken bir programda geyiğe alınmasıydı.

Aynı anda TGRT'de de Gizli Dosyalar (X-Files) yayınlanıyordu (TGRT'nin bu diziyi nasıl satın aldığını hala anlamış değilim. Anlayış uyuşmazlığı var resmen).

Bugünlerde her yerde bu tip haberler, diziler, yazılar ya da filmler yayınlanıyor. Dünyadışı bir ırk olan Griler artık hediyelik eşya piyasasında. Gerçek olduğu bir türlü(!) kanıtlanamayan dünyadışı yaşam hakkında epeyce ayrıntılı bilgilere sahibiz.

Neyse… Belki bizim hayal gücümüz yüksek belki de paranoyak belirtiler gösteriyoruz.

Ya da bu bir gerçek ve biz yalnız değiliz.

Ama bugünlerde herşeyi bütün açıklığıyla öğrenmemizi nedense bazıları sakıncalı buluyor!!!

Kim bunlar?

Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git