Dön de Bak Aynaya
Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git

Kalem: MoralMan

Günde kaç kez aynaya baktığımızı hiç düşündünüz mü? Tabii ki bu, erkek ya da kadın oluşumuza, kendimizle barışık olup olmamamıza göre farklılık gösterebilir. Bayanlar alınmasınlar, onların erkeklerin çoğundan daha fazla aynayla haşır-neşir oldukları bir gerçek. Ama ``hiç aynaya bakmam" diyenimiz bile, günde en az üç kez, geçiyordur arkası sırla kaplı bu cam parçasının önüne. Böyle olmasaydı, bu kadar güzellik ve bakım malzemesi satılır mıydı dünyada?

Yanlış anlaşılmasın. Ben güzelliğe ve insanların dış görünümlerine bu kadar özen göstermesine karşı değilim. Benim aklıma takılan konu şu: İç görünümümüze de yeterli özen ve dikkati gösterebiliyor muyuz? Ya da böyle bir şeyin eksikliğini hissedebiliyor muyuz? Diyelim ki hissediyoruz, ne yapabileceğimizi biliyor muyuz acaba? İç görünümümüzü gösterebilen bir aynamız olsaydı bize ne derdi?

Böyle bir aynamız var. Eğer fark etmediyseniz, çok kolay bir yerde aslında. Genelde geceleri hiç ışık yokken işlevini yapabilir. Nasıl mı? Çoğunuz neden bahsettiğimi anladınız ama yine de acıklamakta fayda var. Bütün bir günün kovalamacasından sonra gece yatağınıza uzandığınızda, başınızı yastığa koyar koymaz uyuyabiliyor musunuz? Ben hemen uyuyamam. Önce bir aynama bakarım. Bugün yanlış olarak ne yaptım? İsteyerek ve bilerek kimin kalbini kırdım, daha da kötüsü kime ne fenalığım dokundu? Aynam bana bütün bu sorularımın yanıtlarını yansıtır. Görüntüde olumsuz bir şey yoksa mışıl mışıl uyurum. Yok eğer varsa bu olumsuzluğu nasıl düzelteceğimin yollarını ararım.

Tabii bir de şu konu var: Çoğu insan ne yazık ki, kendince hep en iyiyi ve en doğruyu yaptığını düşünür. Şimdi böyle bir insana, aynası ne gösterebilir ki? Ya da aynadan yansıyanları tarafsız olarak nasıl yorumlayabilir? En kötüsü aynasının yerini acaba biliyor mu?

Evimizde ya da iş yerimizde panomuza, sağdan soldan beğenerek kestiğimiz güzel deyişleri asarız. Peki, kaçımız bu sözlerin anlattıklarını hayatımıza geçiriyoruz?

``Kutsal sözleri öğrenip de onları yaşamında uygulamayan düşüncesiz kişi, efendisinin sığırlarını güden bir sığırtmaç gibidir."

``Meyvesiz sözler söyleyip, söylediklerini yaşamında uygulamayan kişi, güzel ve renkli gözüken fakat kokusu olmayan bir çiçeğe benzer."

Böyle yazıyor Budistlerin kutsal kitabı Dhammapada'da. Ama bu sözler panomda asılı değil. Belki de doğruları hayatıma geçirememe korkusundan…

``Kişinin kendisi için yanlış olanı ve kötü olanı yapması kolaydır; fakat kendisi için doğru olanı ve iyi olanı yapması çok zordur."

``Yaptığı kötülüğün acısını yine yapan kişi çeker, şayet o insan kötülük yapmayan bir kişi ise yine kendi kendini arıtır. Saflık ve pislik kişinin kendi içinden gelir; hiç kimse başka bir insanı arıtamaz."

İşte anahtar kelime bu… Kişinin kendi kendini arıtabilmesi, akan bir su gibi. Tabii burada kaynağın saf ve temiz olması önemli. Biz kendimizi arıtmadan başkalarının sorunlarıyla, kişilikleriyle uğraşıyoruz. Fakat bir başkasının yüzümüze hatalarımızı söylemesine katlanamıyoruz.

``Senin yüzüne karşı hatalarını söyleyen kişiyi, sana gizli bir hazineyi gösteren, yaşam tehlikelerini gösteren bir insan olarak kabul et. O kişiyi izle: onu izleyen kişi kötülük değil iyilik görecektir."

``Kişinin kendisi başkalarına olmayı öğütlediği derecede iyi bir insan olabilirse, onlara gerçekten iyi bir insan olmayı öğretebilir."

Tamam belki tüm bunları kendi hayatımızda uygulayamıyoruz ama hiç olmazsa kendimiz olmayı becerebiliriz herhalde…Mevlana'nın dediği gibi: "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol."

Aynamıza bakmayı ihmal etmeyelim...

Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git