Jules Verne 2
Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git

Geleceğe Doğru 20.000 Fersah (2)

Scientific American'dan çeviren: Müzmin

Verne'in romanlarında dikkat çekici kimi bilimsel yanılgılara rastlamak da söz konusudur. Aya Seyahat romanındaki en büyük hata, uzay gemisini roketler yerine devasa bir topla havalandırmasıdır. Ancak bu seçim kasıtlı da olabilir. Romanda kuşkucu sorulara yer verilmesi, Verne'in bu devasa topun işe yaramayacağını aslında biliyor olduğuna bir işarettir belki de. O dönemde roket çalışmalarının ilkel durumu göz önüne alındığında Verne'in, okuyucu kitlesinin devasa ay silahı fikrini daha kolay benimseyeceği duygusuna kapılmış olduğu düşünülebilir. Ayrıca, Sivil Savaş sonrasında Amerikan top üreticileri arasında ortaya çıkan şiddetli rekabetle alay etme fırsatını da değerlendirmek istemiş olabilir.

Verne'in gemicilikle ilgili bir roman yazma fikri, 1868'de aldığı yat ile Fransız sahillerine yaptığı gezi sırasında filizlenmiş, bundan yaklaşık bir yıl sonra da, dünyanın ilk okyanus-bilim romanı olan Denizler Altında Yirmibin Fersah'ı tamamlamıştır. Roman, imgelem gücünü harekete geçiren efsanevi denizaltı Nautilus'la ve renkli kahramanlarıyla, Verne'in en çok okunan, en beğenilen kitabı olmuştur.

Bu romanın yaratı süreci hayli çalkantılıdır. Verne ve yayımcısı Hetzel, Nautilus'un kaptanı Nemo'nun kişiliği hakkında epeyce fikir ayrılığına düşmüştür. Hetzel, Kaptan Nemo'nun köle ticaretine şiddetle karşı çıkan bir kişilik olarak çizilmesini, acımasız saldırılarının da buna dayandırılmasını istemiş, öte yandan Verne, Nemo'nun Rus Çarına duyduğu büyük nefreti yatıştırmakta güçlük çeken bir Polonyalı olmasında diretmiştir (kitabın yazımından yaklaşık beş yıl önce Polonyalılarca başlatılan isyanı feci biçimde bastıran Rusya'ya bir gönderme olarak). Ancak Hetzel, esasında, böyle bir kişiliğin Rusya ile Fransa arasında yaratacağı olası diplomatik problemlerden, kitabın bu ülkede yasaklanmasından ve dolayısıyla kazançlı bir pazarı kaybetmekten korkuyordu.

İkili, en sonunda uzlaştı, Nemo'yu güdüleyen şeylerin okuyucuların imgelem gücüne bırakılması, biraz belirsiz kalması kararına vardı. Nemo, bulanık biçimde betimlenen bir özgürlük savunucusu olacaktı. Daha net bir kişilik çizmek arzusunu taşıyan yapımcılar, 1954'te çektikleri filmde Kaptan Nemo'nun öfkesine hedef olan kitlenin patlayıcı üreticileri olduğunu göstermişti.

Verne'in ticari anlamda en başarılı romanı olan 80 Günde Devri Alem de hayli ilgi gören bir filme konu oldu. Kahramanlarının uzak diyarlara ulaşmasını sağlayan düşsel buluşların devreye girdiği diğer kurgusal seyahatlerinden farklı olarak, 1872'de yazdığı bu kitabında Verne, bilinen ulaşım biçimlerine bağlı kaldı. Bu romanı için pek çok kaynaktan fikir edindi. Bunlar arasında, bir kaç yıl öncesinde Süveyş Kanalının açılışının hemen ardından kaleme alınan bir gezi makalesi, Thomas Cook'un sahibi olduğu seyahat acentesi tarafından hazırlanan bir broşür ve Poe'nun yazdığı Bir Haftada Üç Pazar adlı kısa bir öykü bulunuyordu.

80 Günde Devri Alem romanında Verne, ağırbaşlı bir İngiliz Beyefendisinin sadık uşağı ile birlikte maceradan maceraya koşarak dünyayı nasıl dolaştığını anlatıyordu. Roman, ilk önce dizi halinde bir gazetede yayımlandı. Bir kaç hafta sonra kitap olarak basılan roman, hem Fransa'da hem de başka ülkelerde yeni rekorlara imza attı. Verne dünya çapında giderek daha da ün kazanıyordu.

Sonraki çalışmalarında da büyük başarılar kazanmasını sağlayan biçemi izleyen Verne, 1879'da Begüm Hazinesi'ni (*) yayımladı. Bu kitap, ilk çalışmalarını anımsatıyor, Hetzel'in ölümünün ardından bilim ve teknoloji konusunda benimseyeceği olumsuz bakışın haberciliğini yapıyordu adeta. Roman, kendilerine kalan mirasla Amerika'nın el değmemiş Kuzeybatı topraklarında ideal bir dünya kurma çabası içine giren hayli sembolik iki karakterin öyküsünü anlatıyordu; Fransız Doktor Sarrasin ve Alman Bay Schultze. Doktor Sarrasin, elindeki kaynakları sakin ve huzurlu ütopik bir kasaba yaratmak için kullanırken, Schultze yüksek teknolojiden yararlanarak korkunç ölüm silahları ve patlayıcılar ürettiği kale gibi bir fabrika kurmayı yeğliyordu. Franko-Prusya Savaşı ertesinde, Fransızların Almanlara yönelik tutumlarını yansıtan kitapta Bay Schultze, Verne'in gerçek anlamda ilk şeytani bilim adamı örneğini oluşturuyordu.

Sonraki yüzyılda tüm dünyayı ayağa kaldıran vahşetlere imza atacak olan Alman diktatörünü yıllar öncesinden betimleyen Bay Schultze, radikal anlamda Nietzschevari evrimsel fikirler ileri sürüyor, kendisini insan ırkının güçsüz unsurlarını yok etmeye, teknolojinin de yardımıyla yeni bir yönetici sınıf, bir anlamda üstün ve kusursuz bir insan ırkı yaratmaya ve her ne pahasına olursa olsun bu sınıfı yüceltmeye adıyordu. Kitap, karanlık Schultze portresi ile Verne'in önceki romanlarından farklı olarak bilimsel ve teknolojik gelişmelere ne denli olumsuz yaklaştığını ortaya koyuyordu. Bu çalışmasıyla Verne ilk kez teknolojinin kötülüğü besleyecek, yozlaşma sürecini hızlandıracak güce sahip olduğu, bilimin kötü ellere geçmesi durumunda felaketlere yol açacağı uyarısında bulunuyordu.

Fransız kamuoyunun bu yapıta tepkisi pek de ılımlı olmadı. Çalışmalarının bir çoğu, basılmalarının hemen ardından sadece Fransa'da ortalama 35,000-50,000 arasında satılan Verne'in bu romanı (80 Günde Devri Alem 108,000 adet satılmıştı), öncekilerin yarısı kadar bile iş yapamadı. Anlaşılan, Verne'in bilimsel gelişmelere yönelik kötümser yaklaşımı, geleneksel Fransız okurlara uymamıştı.

Bütün ticari risklere karşın Verne, sonraki çalışmalarında da bu olumsuz tutumu yansıtmayı sürdürdü. Dürüstlük, erdem ve toplumsal sorumluluk temalarına daha sık değinmeye başladı, bilimsel kaygılardan yoksun kahramanlar yaratmayı yeğler oldu. Bu çalışmalarda yer verdiği az sayıda bilim adamını da, daha çok, kendilerine aşık, üstünlük ve güç tutkunu çılgınlar olarak betimledi.

Verne, çağdaş yaşamın baş belası çevre sorunlarını ve toplumun kötüye kullanılmasını da gündeme getirmiştir. Söz gelimi, Esrarlı Ada yapıtında, Polinezya adalarında yaşayan yerlileri ve özgün kültürlerini acımasızca yok eden çıkarcı politikacıları ve misyonerleri betimlemişti. Buzdan Sfenks romanında da, çok yakında olasılıkla yaşayacağımız bir problem olarak, balina neslinin yok oluşunu anlatmıştı. Bir Eksantrik'in Arzusunda, petrol endüstrisinin neden olduğu çevre kirliliğini anlatıyor, Afrika Ormanlarında da, dişleri için acımasızca katledilen fillerden söz ediyordu.

Verne'in yazınsal anlamda dönüşümünün belki de en çarpıcı örnekleri, bu çalışmalarında yıllar önce yazdığı romanlarının sonunu hazırlamasında görülmektedir. Söz gelimi, Dünyanın Ekseni, Aya Seyahat'de başlayan üçlemeyi sona erdiriyordu. Romandaki karakterler, uzay kapsüllerini fırlatmakla yetinmiyor, ayrıca, devasa toplarıyla dünya ekseninin açısını değiştirmek istiyordu. Bu eylemin çevreye ve insanlığa vereceği zararlara tamamıyla kayıtsız olan planları, kutuplardaki buzları eritmek ve zengin mineral kaynaklarını açığa çıkarmaktı. Bu romanın kahramanları, sorumsuzlukları ve kötü niyetleriyle adeta önceki karakterlerin birer karikatürü haline geliyordu.

Mite Dönüşüm

Çalkantılı aile yaşamına, sağlığının giderek bozulmasına ve çok sevdiği kardeşini yitirmenin yarattığı çöküntüye karşın Verne, yaşamının sonuna kadar yazmayı sürdürdü. Her yıl iki-üç roman yazıyordu. Ancak bunlar, geçmişteki parlak başarılarının yakınından geçemiyordu. Buzdan Sfenks ve Esrarlı Ada romanları 10,000 adet bile satamamıştı. Kip Kardeşler, Deniz Yılanı, Deniz İstilası, İki Yıl Okul Tatili gibi çalışmaları, ancak 4,000-5,000 satabildi.

Nice el yazması çalışma tamamlanmayı beklerken, Verne, 78. yaş günün hemen ardından, yatağından kalkamayacak derecede hastalandı. Son anına kadar bilincini yitirmeyen büyük usta, eşi Honorine'den bütün aileyi biraraya toplamasını istedi. 24 Mart 1905'te de, tüm ailesi yanındayken, huzur içinde öldü. Amiens'de, evinin yakınlarına gömüldü. Ölümünden iki yıl sonra, mezarının başına bir heykeli dikildi. Bu heykelde Verne mezarında doğrulmuş, bir elini yıldızlara uzatır biçimde betimleniyordu. julestomb

Bundan yaklaşık yirmi yıl sonra, sadece bilim ve macera öykülerine yer veren ilk yayın olan Amazing Stories adlı Amerikan dergisi, Verne'in mezarını logo olarak kullanmaya başladı. Derginin yayıncısı Hugo Gernsback, Verne'in yarattığı biçemi betimlemek için, sonraki yıllarda bilim kurgu şeklini alacak olan bilimsel-kurgu (Scientifiction) terimini kullanan ilk kişi oldu.

*çn: Milli Kütüphane arşivlerinde yaptığımız araştırmada Jules Verne kitaplarının Türkçe çevirilerinde orijinal kitap isimlerine bağlı kalınmadığı, değişik yayınevleri tarafından farklı isimlerle basıldığı görüldü. Bu nedenle biz, bu makale boyunca sözedilen kitap isimlerini İngilizce versiyonlarına sadık kalarak vermeyi yeğledik.

Üst Düzeye Çık Sonraki Başlığa Git